Kayıtlar

Resim
  Akademik Aklın Öz Yitimi ve Üniversiteler - Akademik-Us Yazıları
Resim
   Hukuksal Aklın Sosyo - Politik Bağlamı  Norm - Anlam - Torum

Dâhili ve hârici dinamikleri açısından İran operasyonu

Resim
  28 Aralık günü İran’ın bazı önemli kentlerinde (İsfahan, Meşhed ve Kum gibi) başlayan hükûmet karşıtı gösterilerin/protestoların giderek yayıldığına dair haberler dünya basınında yankılanıyor. Ortaya çıkan bu toplumsal eylemlere gerekçe olarak,  ekonomik durgunluk, işsizlik, siyasi ve ekonomik darboğaz, dinî azınlıklara, kadınlara ve etnik gruplara yönelik ayrıştırıcı politikalar  vd. sıralanmaktadır. İran devrimi (1979) sonrasında ilgili ülkeye karşı yürütülen  savaş, ekonomik ambargo ve yalnızlaştırma politikalarının  tetiklediği ekonomik yoksunluk ve gelir adaletsizlikleri süreç içerisinde kimi zaman kitleselleşen bazı toplumsal tepkilerin veya rejim karşıtı protestoların gerekçelerini oluşturmuştur. Bu çerçevede 2009 yılında Cumhurbaşkanı Ahmedinecat döneminde geniş bir kitleyi sokaklara döken bir eylem gerçekleşmiştir. Rejim aleyhtarlığı olarak kodlanan ve bastırılmış olan bu gösteriler derin bir toplumsal öfke olarak tezahür etmiştir. Toplumsal dinamikleri a

‘Muhasebe Etmek’ ve yeni yıla dair umutlarımız

Resim
Millet olarak kimi zaman neşeli kimi zaman kederli; kimi zaman hüzünlü kimi zaman gönençli günleri idrak ettiğimiz koca bir yılı geride bırakıyoruz. Kayıtsızca akışta olan zamanın yeni bir yıl dönümünün arifesindeyiz. İnsan olarak bütün boyutları ile varlığımız, benliğimiz, tarihimiz ve muhayyilemizin yapılandığı  zaman düzlemi,  bir yandan bütün vüs’ati ile önümüze sonsuz bir ufuk çiziyor. Öte yandan bu düzlem, tekil yaşamlarımızda giderek daralan, yeni bir başlangıç için nihayete doğru evrilen bir mecraya ve/ya maceraya dönüşüyor. Her bir yaşam tekilliği için paha biçilmez bir değeri ve mutlak bir hakikati ifade eden bu sınırlı ve kayıtlı düzlem,  bir tarafta maziye dönük bir içsel muhasebenin; öte tarafta âtiye dönük derinlikli bir muhayyilenin imkânını oluşturuyor . Bize, tecrübe ettiklerimiz, görüp geçirdiklerimiz ve yapıp ettiklerimize dair bir  öz-hesaplaşmanın  inanılmaz fırsatını sunuyor. Muhasebe etmek,  elimizle düzeltme imkânından feragatle söze istimdat ed

Mihnetli yaşam

Resim
  Yükümüz ağır! Cesametli külfetler, ağır mihnetler, netameli fikirler, takatimizi zorlayan mükellefiyetler, erimi güç emeller ve tahammülü zor kederlerle cebelleşiyoruz! Külfetsiz nimete, emeksiz gönence, cefasız sefâya, çilesiz kıvanca, sefersiz zafere ve hasretsiz vuslata tâlip oluyoruz! Hak etmeden temellük etmeyi ve say etmeden kesbetmeyi yeğliyoruz! Hakkını veremediğimiz; yüreğimizi veremediğimiz; terini dökemediğimiz meşgalelerle iştigal ediyoruz. Derdi çekilmemiş sevdaların; çilesi çekilmemiş zaferlerin; künhüne eremediğimiz fikirlerin; ve bedeli ödenmemiş davaların peşi sıra gidiyoruz. Ceht ve gayret etmenin erdemliliğini bihakkın duyumsayamıyoruz. Her bir hacetimizin emeksiz, gayretsiz ve külfetsizce tastamam olmasını istiyoruz! Bedelini ödeme cesaretini gösteremediğimiz gönençler peşindeyiz. Ruhu çekilmiş söylemler ve serenatlar peşindeyiz. Akletmeden söz etmenin, düşünmeden eylemenin, hissetmeden söylemenin şehvetine kapılıyoruz. Kastını aşan kelam i

Kudüs Davası

Resim
  merikan yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan 1995 yılındaki kararının Başkan Trump tarafından yürürlüğe konması, bütün dünyada büyük bir infiale yol açmıştır. İç siyasal dinamikleri açısından ciddi gerilimler yaşayan Trump yönetiminin bu  sansasyonel kararının  kendisine dönük muhalefeti bertaraf etme amacına matuf olduğu düşünülebilir. Bu  provokatif hamle,  ileriye dönük biçimde İsrail’in elini siyaseten güçlendirmeyi amaçlayan bir girişimdir. Bu karar, ABD’nin bir  imaj operasyonu  olmanın ötesine geçemeyen  ‘insan hakları’ ve ‘demokrasi’ söylemlerine  rağmen bölgede  istikrarsızlık ve çatışma  hâlinin sürdürülmesine yarayan politikalarını tahkim edici niteliktedir. Bu karar, yalnızca Müslüman dünyanın değil, bütün insanlığın ortak değeri olan Kudüs’ü  Siyonist ideolojinin işgal politikasına   maruz bırakan bir yıkım kararıdır . Bu karar,  güvensizlik ve istikrarsızlık  üreten ABD dış politikasının yıkıcı etkisini gözler önüne sermiştir. Bu karar, Fi

‘Ambargo Davası’: Operasyonel Yargı Tiyatrosu

Resim
Türkiye’yi siyaseten kuşatmaya dönük küresel operasyonun yeni bir hamlesi olan  ‘ambargo davası’  (Sarraf davası) bütün dünya kamuoyunun gözleri önünde bir yargı tiyatrosu olarak sürdürülüyor. 15 Temmuz FETÖ’cü cunta darbe girişimi ile ülkeyi teslim alma hayalinin akim kalmasının akabinde bu kuşatmanın farklı fazlarda sürdüğü görülüyor. Askerî, siyasi, iktisadi ve hukuki alanlar ile diplomasi düzeyinde yoğunluğu artarak süren kuşatma harekâtı sürgit devam ediyor. Türkiye’yi hedef alan bu komplocu operasyonun küresel aktörleri, öngördükleri senaryoyu, terör örgütlerinin (FETÖ, PKK, DEAŞ, YPG vd.) figürasyonuyla ve uluslararası medya aygıtlarının algı operasyonlarıyla hayata geçiriyor. Bir terör yapısı tarafından talimatlandırılarak harekete geçirilip icra edilen 17-25 Aralık operasyonel yargısal aktivizminde kullanılan soruşturma delillerinin (yasa dışı dinlemeler, üretilen sahte deliller vd.) bu tiyatral davanın yargısal lojistiğini oluşturduğu görülüyor. Davanın işle